Anadolu'nun batısında, tarihiyle olduğu kadar arkeolojik zenginlikleriyle de göz kamaştıran bir şehir var: Uşak. Belki de adımızı en çok "Karun Hazineleri" ile duyurduk, ama bu topraklar binlerce yıl öncesine uzanan bir medeniyetler mozaiğini barındırıyor. Bugün ilimiz sınırlarında sessizce ayakta duran, Lidya İmparatorluğundan Osmanlı Devletine kadar uzanan tarihsel süreçten geçmeyi başaran pek çok yapı, geçmişin ihtişamını fısıldıyor bizlere.
Uşak'ın tarihi MÖ 6000’lere kadar uzanıyor. Bölge, Hititlerden Friglere, Lidyalılardan Perslere kadar pek çok büyük uygarlığa ev sahipliği yaptı. Özellikle Lidya döneminin parlayan yıldızı olan bu topraklar, paranın ilk kez kullanıldığı yer olarak da tarihe geçti. Bugün Uşak Arkeoloji Müzesi'nde sergilenen eserler, bu uygarlıkların izlerini taşıyan birer açık mektup adeta.
Elbette Uşak denince akla ilk gelenlerden biri Karun Hazineleri. 1960’lı yıllarda kaçak kazılarla yurtdışına kaçırılan bu paha biçilmez eserler, yıllar süren hukuk mücadelesi sonrası Türkiye’ye iade edildi. Bugün bu hazineler, yalnızca altın ve gümüşten ibaret değil; aynı zamanda bir milletin kültürel mirasına sahip çıkma öyküsünün sembolüdür.
Bir diğer önemli arkeolojik alan ise Blaundos Antik Kenti. Uşak il merkezine yaklaşık 40 kilometre uzaklıktaki bu Helenistik kent, kayalara oyulmuş mezarları ve hâlâ ayakta duran tapınak kalıntılarıyla görenleri büyülüyor. Ancak ne yazık ki, bu görkemli kent hak ettiği turistik ilgiyi hâlâ yeterince görebilmiş değil.
Uşak sadece geçmişin değil, geleceğin de şehri olabilir. Kültürel turizmin Türkiye’de hak ettiği yeri bulması için, Uşak gibi şehirlerin ön plana çıkarılması şart. Tanıtım faaliyetlerinin artması ve sürdürülebilir restorasyon çalışmalarıyla, yerel turizm ve ülke turizmine büyük katkı sağlanması yanında kültürel miras olarak da gelecek kuşaklara aktarılmış olur.
Kültür ve Turizm Bakanlığının yürütmüş olduğu “Geleceğe Miras” Projesi illerin tanıtımına kaynak sağlamak amacıyla oluşturulmuş bir projedir. Geçtiğimiz yıl Uşak Blaundos Antik Kentinde yapılan çalışmalarla öncelikli desteklenen iller arasına girerek büyük bir başarı elde etti. Bu yıl beklenen ise bu başarı ivmesinin artarak devam etmesi. İlimizde kültür ve turizmin geliştirilmesi noktasında herkese görev düşüyor, kamu kurum ve kuruluşlarının çalışmaları yanında bizlerde halk olarak yapılan çalışmaları destekleyerek, turizmin korunması, yaşatılması ve tanıtılması noktasında sorumluluğumuzun farkına varmalıyız. İlimizde yer alan derin tarihin ve kültürün sadece envanterlerde kalmayarak halkın da yerli ve yabancı turisti şehrimize davet etmesi şehrimizin kalkınmasına ve gelişmesine büyük katkı sunacaktır. Hal böyle olunca Uşak olarak hem ülkemizde esen turizm rüzgârından faydalanmalı hem de yerel halk ve iş insanlarının da desteği alınarak mevcut potansiyel artırılmaya çalışılmalıdır.
Son zamanlarda ülkemizin ve siyasetin odak gündem noktası olan “Terörsüz Türkiye” çalışmalarıyla özellikle doğu ve güneydoğu bölgelerimizde bulunan illerin turizm hamleleri dikkat çekiyor. Şehirlere ait her bir değerle ilgili farkındalık oluşturularak tanıtım hamleleri yapılıyor ve bu değerler kültür ve turizme kazandırılıyor. Bu noktada yerel desteği de alarak Uşak bu rüzgârı kaçırmamalı diye düşünüyorum.
Sonraki yazılarda görüşmek üzere….