Burasıyla ilgili olarak açılan dava süresinde Danıştay kararı bozmuş ve mahkeme tekrar bilirkişi raporu istemişti. Dün Karaağaç Mahallesinde bilirkişiler tekrar rapor yazmak için arazi keşfine çıktı. Toplanan kalabalık ise Murat Dağı’na sahip çıktıklarını bir kez daha gösterdi.
Murat Dağı Yok Olmasın Platformu, Gediz Nehri Havzası Fırdan Çevre Koruma Derneği ve Murat Dağıma Dokunma Platformu tarafından organize edilen etkinlikte, altın madeni projesine karşı hukuki ve toplumsal mücadele çağrısı yapıldı.
Konuya ilişkin yapılan değerlendirmelerde altın madeni açmak isteyen şirketin bu kez Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na dava açarak izin almaya çalıştığına dikkat çekildi. Platform temsilcileri, Bakanlık ile birlikte hareket ettiklerini ve “suyumuza sahip çıkıyoruz” mesajını verdiklerini dile getirdi.
500 Binden Fazla Ağaç Kesilebilir
Yapılan açıklamada, maden faaliyetleri kapsamında 500 binden fazla ağacın kesileceği ve bölgedeki ormanlık alanların yok olacağı ifade edildi. Ormanların kaybı ile birlikte yağışların azalacağı, derelerin ve su kaynaklarının kuruyacağı vurgulandı.
Gediz Nehri ve Çevresindeki Sular Tehlikede
Çevreciler, maden sahasının yer altı sularını olumsuz etkileyeceğini ve bunun sonucunda Gediz Nehri, Küçükler Göleti, Banaz Çayı, Porsuk Çayı, Gümele Göleti ve Karapınar Şelalesi gibi önemli su kaynaklarının kuruyabileceğine dikkat çekiyor.
Tarım ve Yerleşim Alanları da Etkilenecek
Projenin hayata geçmesi halinde yüz binlerce ton dinamit kullanılacağı, 400 hektarlık alanda derin çukurlar açılacağı ve köylerin boşaltılmak zorunda kalacağı belirtiliyor. Özellikle Banaz ve Gediz ilçelerindeki köylerin bu durumdan doğrudan etkileneceği ve tarım arazilerinin büyük zarar göreceği ifade ediliyor.
Organizatörler, şehirlerde su kesintileri yaşanabileceği, kırsalda ise tarlaların susuz kalabileceği uyarısında bulunuyor. Açıklamada, “Talancı şirket madeni alıp gidecek; açlık, yoksulluk, kuraklık ve hastalık bize kalacak” ifadelerine yer verildi.